- solmuş
- solmuş welk
Türkçe-Almanca sözlük. 2013.
Türkçe-Almanca sözlük. 2013.
Garni Hotel Solmus — (Smolenice,Словакия) Категория отеля: 3 звездочный отель Адрес: Továrenská 7/A, 919 04 Smol … Каталог отелей
MEZBUL — Solmuş çiçek. * Zayıf, arık ve zebun olmuş olan … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
solğun — sif. 1. Rəngi qaçmış, rəngi solmuş, soluq. Solğun çöhrə. – <Ovçunun> solğun dodaqları əsir, bir birindən xeyli aralı olan qövsəbənzər qaşları çatılmışdı. M. Rz.. <Mahmudun> solğun sifəti qızarmışdı. S. Vəliyev. // Təravəti getmiş,… … Azərbaycan dilinin izahlı lüğəti
Smolenice — Geobox | settlement name = Smolenice native name = other name = category = Village etymology = official name = motto = nickname = image caption = Smolenice Castle symbol = country = Slovakia country state = region = Trnava district = Trnava… … Wikipedia
ağarık — sf., ğı Aklaşmış, rengi solmuş Kırk yaşını aşmış, şakakları ağarık, uysal, eğik. T. Dursun K … Çağatay Osmanlı Sözlük
çalpara — is., Far. çār + pāre 1) Parmaklara takılıp çalınan zil veya buna benzer ses çıkarıcı araç Bet beniz solmuş, gözler büyümüş, kansız dudaklar aralık, alt üst dişler çalpara gibi birbirine vuruyor. H. R. Gürpınar 2) hay. b. Açıklarda, kumluk… … Çağatay Osmanlı Sözlük
dirilmek — nsz 1) Güçlenip canlanmak Bir bardak suyu içince dirildi. 2) Bitki solmuş, pörsümüş durumdayken yeniden canlılık kazanmak, diri duruma gelmek 3) Hasta yeniden sağlığını kazanmak, iyileşmek 4) Öldüğü sanılan şey canlılık kazanmak Masal bu, ölüyken … Çağatay Osmanlı Sözlük
eprimek — nsz, hlk. 1) Bozulmak, ekşiyip çürümek 2) Yemiş dura dura olgunlaşmak, yumuşamak 3) Erimek Piyanonun solmuş ve eprimiş mor kadifeden şamdanlıkları vardı. A. Kulin … Çağatay Osmanlı Sözlük
hazandide — sf., esk., Far. ḫazāndīde 1) Görmüş geçirmiş 2) Solgun, sararmış, solmuş Sıska ve hazandide söğüt ormancığının içindeki geniş yolu takip ederken, sanki durmak istiyordu. Ö. Seyfettin … Çağatay Osmanlı Sözlük
incelmek — nsz 1) İnce duruma gelmek Sahnede siyah organtin tuvaletiyle beli incelmiş, göğsü kabarmış. R. H. Karay 2) Zayıflamak İstasyonda mavi gözleri solmuş, incelmiş bir nefer Hasan ı karşıladı. H. E. Adıvar 3) Sıvı, koyu durumdan akışkan duruma gelmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
kılıç — is., cı 1) Uzun, düz veya eğri, ucu sivri, bir veya her iki yüzü keskin, kın içinde bele takılan, çelikten silah Zırhları biraz paslanmış ve yaldızları bir hayli solmuş eğri kılıçlar asılıydı. A. Ş. Hisar 2) sp. Bu silah kullanılarak oynanan bir… … Çağatay Osmanlı Sözlük